Palavracı Fıkrası

Avcılar kulübünde atışların en hararetli yerinde eski bir avcı eline sazı almış yüksek perdeden çalıyordu:

– Şimdi bizim buralarda balıkçı mı var? Biz gençken okyanuslarda şehir büyüklüğünde gemilerle balık avlardık. Onlara “yüzen şehir” derlerdi; içinde en az bine yakın balıkçıydık. Hepsi dalyan gibi çocuklar, peeeh! Ne günlerdi onlar…
Genç bir balıkçı sordu:
– O zaman siz oralarda o balina dedikleri balıkları avlıyordunuz değil mi?

Sorunun cevabı en azından “evet” olmalıydı, ama yaşlı adam o kadar kendisi kaptırmıştı ki, gence küçümseyerek şöyle bir baktı ve son noktayı koyuverdi:
– Sen galiba beni anlamıyorsun evladım! Biz o dediğin balıkları yem olarak kullanıyorduk, yem!

You may also like...